YELDA İPEKLİ
Ana Sayfa Yazılar Halkla İlişkiler Yeni şeyler söylemek lazım…
Yeni şeyler söylemek lazım…

Yeni şeyler söylemek lazım…

Bildiklerimizi unutmanın, yeni bir şeyler öğrenmenin ve bunu tüm saflığımızla yapmanın zamanıdır şimdi…

Yaşadığımız Global Kriz aslında bir kriz değil yeniçağın bize öğretmeye çalıştığı yeni bir yaşam döngüsüdür.

Biz “kriz” olarak algıladığımız sürece hiç bitmeyecek ve tünelin sonunu hiç göremeyeceğiz.

Artık tüm algıların, tanımların, önyargıların, değişmesi zamanıdır.

Duygusal dünyamız, ekonomiye bakışımız, yönetim felsefelerimiz, yönetim şekillerimiz, performans değerlendirmelerimiz, kariyer hedeflerimiz meslek tanımlarımız da yenidünyanın yeni  düzeninde, yeniden tanımlanacaklar…

Yönetimin en önemli silahı, pazarlamanın sihirli değneği, müşteri sadakatinin anahtarı Halkla İlişkiler, yeni tanımıyla bu çağın vazgeçilmezi olacak…

Ama şimdiye kadar olandan, beklenilenden çok daha derin çok daha yaratıcı ve çok daha etkili olarak tanımlanacak.

İşte biz burada, hepimiz ve daha da çoğalarak yeniçağda Halkla İlişkilerin gelişimini birbirimizle paylaşacağız, tartışacağız ve keşfedeceğiz.

Genç beyinlerle buluşmanın, gönüldaşlarla satırlarda selamlaşmanın hazzını yaşayacağım ben de…

İlk Yazımla, Hoş bulduk…

Yeni hayatımız; sessiz, sakin, derin, dingin, sade ve yavaşşş…

Şu aralar en çok konuşulanlar, ‘düşünce gücü’, ‘kuantum’, ‘pozitivizm’ vs. vs….

Bir ülkedeki genel eğilimi anlamak için başvurduğum en etkili yöntem ‘en çok okunanlar ve dinlenenler listesini’ gözden geçirmektir. Son dönemlerde dünya genelinde ve ülkemiz özelinde hep bir kendini arayış, hep bir yenilenme telaşındayız. Var olan durumumuza isyan içinde ‘yeni söylemlerin’ peşindeyiz.

Yeni inanç kalıpları, yeni felsefeler, yeni ülküler, yeni hobiler ve yeni ilişki modelleri… Klasik aile tanımı bile bu arayışlar içinde tanımını değiştirdi.

Bu arayış çırpınışları doğaldır ki alışveriş ve her türlü tüketim alışkanlığımızı da etkiliyor.

Hızlı yaşam, hızlı tüketim, hızlı değişim duyguları ilişkileri bile çabucak tüketiyor.

Ama insanlık artık bu ‘hız’dan da sıkıldı.

Yaşam trendleri gösteriyor ki ‘yavaş’lık’, ‘hiçbir şey yapmama duygusu’ kendini çok yakında hissettirecek. Neden mi?

New age ritimler, eski günlerin müzikleri en çok satanlar listelerinde yükselişteler. Dini müzik ritimleri, ilahiler ve etnik kökenli sazlar en tempolu müzik de bile tınılarını hissettirmeye başladılar.

Fast food, sağlıklı yaşam akımıyla yerini kaybetmişti zaten ancak şimdi ziyafet gibi şölen gibi yavaş yemek önem kazanıyor. Yemek yeme ritüeli hayatın tam içine karışıyor. Siesta artık yalnızca Akdeniz ülkelerinin ritminde değil tüm dünyanın kalp ritminde yer almak üzere…

El örgüsü modada geri geliyor. Ve doğal olarak el örgüsü örmek de hobi hanelerinde yükselen bir trend.

Hızlı tüketmeyeceğimiz, doyasıya yaşayacağımız günler yakın. Pembe ve tonlarının, uçuk renklerin, uçuşan kumaşların 2010 yazında hayatımıza girme nedeni de bundan…

Kitaplara baktığımızda kendine dönüş, iç ses dinleme ve kendiyle baş başa kalma tutkuları romanlardaki karakterlerden sinemaya aktarılıyor. Gizemli dünyaların kapıları hafızamızdaki cumhuriyetini kuruyor. Bireysellik, yavaşlamayı ve kendine özenmeyi de tarz olarak tam da göbekten hayatımıza sokuyor…

Evde ve keyifli yaşamaya yönelik binlerce detay tasarımcıların hayal güçlerini zorluyor. DVD satışlarındaki patlamanın güncel sebebi ‘kriz’ olsa da trend imparatorluğunda bu ‘ev’e ve bireyselliğe dönüşün’ göstergesi olarak algılanıyor.

Artık ‘çok’luk değil derinlik önem kazanıyor. Tüketmeden, bitirmeden hissederek tadına vararak ve yavaşlayarak yaşam çok yakında bizleri sarsacak.

Şairin dediği gibi ‘yaşadın mı yoğunluğuna yaşayacaksın’.

Trend olarak ayak seslerini takip ettiğimiz bu ruh hali modada sadeliği, uçuculuğu, müzikte çoksesliliği ve romantizmi, dekorasyonda masalsı öğelerin bolca kullanılmasına sebep olacak. Sosyolojik anlamda bakıldığında tatiller benim 3 yıl önce iddia ettiğim ‘hiçbir şey yapmama’ tatillerine dönüşecek. Dostluklar, insana verilen önem artacak. Evde geçirilen zaman uzayacak, üretime yönelik bir hareketlenme yaşanacak…

Herkese selam ve sevgilerle…

Kaynak:  Halkla İlişkiler Platformu